Pages

15 Ekim 2015 Perşembe

Yeşil Deniz


Merhaba Saksı Beyinler, önemli bir konu.
Her zaman böyle diziler olmaz bence. Eşi benzeri bulunmayan türk dizileri arasına girmeli diye düşünüyorum. TRT 1'de yayınlanan çoğu dizi keyif veriyor aslında bana. Ama Ne yada nasıl desem? Yeşil Deniz Dizisi harbi  bir başka ya. Dizinin döneminde geçen konuşma, giyim, etraf ve çevre olsun izleyenleri o dönemde hissettiriyor. Sanki oranın bir parçasıyız gibi. Dizinin müzikleri hele. Tamda anlatıyor herşeyi. Benim çok sevdiğim ve favori filmim olan 10 Things I Hate About You adında 99 yapımı bir film vardı. Oradaki müziklerin filmiyle uyumunu aynen Yeşil Deniz Dizisinde yaşıyorum. O müzikler beni benden alıyor, uzak diyarlara götürüyor sanki. Üstüne oyuncularında yetenekleri eklenince duygularım tavan yapıyor. İyice bağlanıyorsun diziye. Zaten sürekli bir garibanlık, sürekli bir hüzün dolu bu dizi. En sevdiğim yönü ise yarılırcasına kahkaha artırırken ardından dakikası dolmadan sağlayan bir dizi olmasıdır. O duygu akışlarını çok hızlı bir şekilde yaşatıyor hep.
Ayrıca dizinin Ödemiş ilçesinde çekilmesi de ilçenin güzelliklerini ön plana seriyor. Saygılarımla Saksı Kafası

Ben Değil Biz Olalım


Merhaba Saksı Dostlarım. Direk konuya giriyorum. Neden biz değil? Neden ben? Çoğumuzun yaptığı büyük bir hata bence bu. Sürekli çevremden duyuyorum. İşte ben buyum, ben şöyle yaptım, ben böyle yaparım, ben buyum sen kimsin gibi aşşağılayıcı konuşma üslupları. Sürekli ben kelimesini kullanmak size birşey kazandırmaz. Aksine daha çok sizin g*tünüzü kaldırır. Kendinizi yüksek görürsünüz. Kazandığınızı, zafere ulaştığını fark edersin fakat bilemezsin herkesin önünde kendini küçük düşürdüğünü. Kendini birşey zannedersin. Ben kelimesi seni yalnızlaştırır, seni ukala ve bencil biri yapar her geçen gün. Tek başına bir şeyi yapmaktan hiç bir fayda gelmez.

Sıfırdan başlamıştın. Yükselmişsin takii en yükseğe kadar. Zirveye gelmişsin yada sen öyle zannediyorsun. Zirvede tek başınaysan, yanında seni seven ve senin sevdiğin biri yoksa sen zaten kaybetmişsindir. O ben yaptım, ben başardım sözlerin hepsi yalan olmuştur.

BİZ varken ben nedir hem? Bir isie birlikte yapmak kadar keyif verici şey yoktur şu canına yandığımının dünyasında. Bence artık BİZ olmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Aklınızdan, kafanızdan silin ben kelimesini. Biz yaptık, biz başardık diyelim. Ukala olmayı bırakalım artık. Boş verelim yalnızlığı. Egomuzu yenelim. Saygılarımla Saksı Kafası ben.

Heroes Reborn Başladı

Heroes Reborn İzle


Merhabalar Saksı dostlarım. Bu yazımda sizlere bir diziden bahsetmek istiyorum.  Daha önce Heroes adıyla yayınlanan bir dizi vardı. Belki bilirsiniz. Bende geçen sene izlemiştim. Dizi çok bilinmiyor aslında. Bende dizi sitesinde dizileri araştırırken bulmuştum. Türkçesi Kahramanlar anlamına geliyor. Yanlış hatırlamıyorsam. 4 yada 5 sezonluk bilim ve kurgu dizisiydi. Ayrıca içinde komediyede yer vermişler. Dizi çok hoşuma gitmişti. Hiç beklemediğimiz anda hiç beklemediğimiz olaylar silsilesinin içine gidiyorduk dizide. Aslında harika bir diziydi fakat bazı sebeplerden ötürü dizi final yapmış ve izleyicilerini çok üzmüş. Bu sebepten ötürü ekip dizinin devamı olarak başka bir isimle tekrar dönmeyi planlıyorlardı. Yaklaşık iki senelik beklemenin ardından dizininin devamı olan Heroes Reborn yeni adıyla yayına başlamış. Çok iyi bir haber aslında. Dizinin konusunu kısaca söylemek gerekirse: Bilinmeyen bir sebepten ötürü bazı insanlar hayallerindeki yada ihtiyaçları oldukları güçlere kavuşurlar. Böylelikle iyi kötü ayrımı arasında bir çatışma olur. Birbirlerini bulup durdurma ve yok etme çabasına girerler. Kesinlikle izlemenizi öneririm. Saygılarımla Saksı Kafası ben.

13 Ekim 2015 Salı

Sabit Ritim The 1975


Çok sevdiğim ve benim içimdeki o çocuk ruhunu dışarı vuran şarkılarıyla beni etkileyen en başarılı gruplardan biri. Eski kafalılıkta sınır tanımayan ama bağlayan bir grup. Yabancı müzik dinleyen kişilerin çoğu da beğenmez hatta The 1975. Ama ne bileyim seviyorum ben. Sıradanlık, basitlik, normallik hepsi bu grupta. Farklılık bize göre değil zaten. Misal evimde bir şeyin yeri değişim hamen fark ederim. İşte bu grupta tam benim tarzımda. Bütün şarkıları, hepsi aynı ritimde. Hepsi ya. Belki dinlemek istersiniz. The 1975 iyidir.

Aşık Olamayanlardan Mısınız?


Acaba daha deneyimsiz toy muyum? Yoksa tecrübesiz mi? Yada çekingen ve ayran gönüllümüyüm. Bir türlü aşık olamıyor, birine bağlanıp onu sevemiyorum ki. İlk görüşte kendine güzel diyen çoğu kıza aşık olurmuşçasına anlamsız bir sevgi okuyor içimde ama hep tek seferlik. Diğer görüşümde ondan soğuyorum ve bir arkadaş edasıyla yaklaşıyorum. Hani böyle sevecek, aşık olacak birini bulamıyorum ki yaa. Yada birine bağlanamıyorum. Kendimi bulacağım kişi için hazırlıksız hissesiyorum gliba. Çünkü biliyorum kendimi malım ben ya. Üzerim, kırarım, yaralarım. Kimse benden zarar görsün istemiyorum aslında. Ama ne bileyim böyle tek başına da olmuyor artık. Sevecek birinide bulamıyorum. Boşluktayım,  boş boş yaşıyorum sanki. Ne kadar gülsem, ne kadar vakit geçirsemde dostlarımla başkalarıyla; eğer eve geldiğimde karanlık, soğuk odaların ışığını açıp yastığıma başımı koyduğunda yanında kimse yoksa yalnızsındır. En başında kaybetmişsindir sen.

12 Ekim 2015 Pazartesi

Amy Film İzle

O içtenlik, o zarafet ve o çılgınlığın bir arada, tek bir bedende olmasıdır. Amy Winehouse. Sahnelere sexy ve göz kamaştırıcı bir şekilde çıkmak belkide. O uzun kirpikleri ve akan tümellerin arasından bakan gözler. Hele birde o koca beni. Bir insana ben bu kadar mı yakışır? Herşeyin altında, o sahne ve ışıklarının arkasında saf,yorgun ve bağımlı bir kadın. Amy Winehouse  hakkında herşey. Başlangıçtan sona dek. Muhteşem bir belgesel bekliyor bizi. 16 Ekim'de sinemalarda. Amy Winehouse Belgesel 2015. Yorumlarınızı bekliyorum mutlaka.



5 Ekim 2015 Pazartesi

Labirent 2: Alev Deneyleri






Labirent 2 alev deneyleri

Bu seferki tavsiye filmim Labirent 2: Alev Deneyleri.
Hayır arkadaş anlamıyorum bu devam filmlerini ya. Her zaman en heyecanlı yerinde film bitiyor. Sonra bekle Allah bekle. Koskoca bir sene yeni filmi bekle yani. Açlık Oyunlarında da böyle oldu hep en iyi yerinde film bitiyor.

Geçen gün Alve Deneyleri'ni izlemeye gittim arkadaşla. Film çıkışında hemen koşa koşa D&R'e devam filminin kitabını almaya. Filmin adrenalinden midir nedir koşarak gidiyorum bide. Hayır kitabı bir kaç günde okuyorum ama hikaye tatmin etmiyor illaki izleyecem onu.

Spoiler veriyorum bak ona göre haberiniz olsun...
Bu zombi muhabbeti ve havanın zehirli olması The 100 ile The Walking Dead karışımı bir şey olmuş aslında. Birde zombilerin çok hızlı hareket etmesi bana saçma geldi. İlk yada 5 yani son evrenin birinde olabilirdi ama sürekli hızlı olmaları işte biraz kafa karıştırıcı. Bunlara rağmen filmde çoğu zaman aksiyon ve gerilimi hissettim. Hatta iki sahnede korktum ya. Bi camdan zombi fırlarken birde zincirli zombilerin yanına gittiklerinde.

Herşeye rağmen filmi tavsiye ediyorum. Bence izlemelisiniz. Sonuçta başrolde yetenekli Dylan O'Brian var. Kıl çoçuk ya.